2000 yılının başlarında Yunanistan'da Batı Trakya Türklerinin konser davetini kabul etmiştim. O yıl henüz daha Avrupa Birliği kurulmamıştı ama birliğe geçiş için gün sayılıyordu.
Bu ortamda gördüğüm Batı Trakya Türkleri neredeyse bizim Fatih Çarşamba'daki gibi bir hayat tarzı sürdürüyorlardı. Bizler yıllarca Yunanlıların o aradaki Türk halkını asimile etmek için ne eziyetler yaptığını medyadan izliyor ve duyuyorduk. Yunanlıların, oradaki Müslüman halkın hayat tarzından ve giyim kuşamından rahatsız oldukları söylenebilirdi. Ancak işin siyasi, kültürel ve ekonomik boyutlarının da olduğu gün gibi aşikârdı.
Ama ne oldu biliyor musunuz?
Aradan bir kaç yıl geçti ve biz 2004 senesinin sonunda yine aynı yerde konsere davet edildik. Ve bu defa Avrupa Birliğindeki Yunanistandaydık. Gördük ki Avrupa Birliği'nde ki Yunanistan'da yaşayan soydaşlarımız üzerlerindeki baskı kalkınca daha özgür bir yaşam sürmeye başlamışlar. Artık eskisi gibi giyinmiyorlardı da üstelik.
Yani artık kimse Batı Trakya Türklerinin neden örtündüğünü, neden Müslüman olduklarını sorgulamıyordu. Hatta umurlarında bile değildi sanki. Ayrıca kendileri için bir tehdit olduğunu yıllarca düşündüklerinden bile utanıyorlardı belki de, kim bilir? Her neyse, artık ne zaman Batı Trakya'ya konsere gitsem her gidişimde biraz daha gelişmiş buluyorum soydaşlarımızı.
Herkesin kıyafetini evinde seçip dışarı çıkıp dolaşma özgürlüğü olan Yunanistan'dan sevgilerimi sunarım dostlarım. İşin dozu kaçmadan ben söyleyeyim dedim komşuda bunlar pişiyor!